Gördüklerim,Duyduklarım;)
** İstanbul Atatürk Havalimanından başlayıp aynı yerde biten turda dikkatimi çekenler...**
*Tekirdağ'da verilen molada birbirinden lezzetli börekler, kekler, kurabiyeler ve çay eşliğinde kahvaltı yaptık..Bu eczacılar işlerinde iyi oldukları gibi, mutfaktada çok iyiler;)
**İPSALA-DEDEAĞAÇ
*Trakyayı ilk defa gördüm, yeşili ve güzel bir doğası var..
*Dikkatimi çeken TOKİ'nin el atmadığı yer yok galiba!Kibrit kutusu dolu buralarda da..
*Ülke sınırını karadan geçmek değişik bir deneyim oldu. Kapıkule hayal ederken, İpsala ile ilk deneyim..
*Meriç ihtişamıyla iki ülkeyi bıçak gibi bölmüş..
*Karşı kıyıda ilk dikkatimi çeken, daha yeşil olmasıydı, 'Balkanlar'dan gelen soğuk hava'nın yağmur etkisi sanırım doğayı yemyeşil yapmış..
*Bir diğer nokta, bizim tarafta tarlaların bir kısmı henüz ekilmemiş gibi, nadasa bırakılmış bir görüntü var, karşıda ise tarlalar yemyeşildi..
*Karayolu sakin ve yolların büyük kısmı düzgün, seyir hâli kolay görünüyor..Arabayla da gidilebilir..
*Karayolunda daha önce kaza olan yerlere küçük maket boyutunda şapel ler dikmişler..Dine bağlılık çok güçlü gibi..
*Karayolu kenarları ve bir kısım tarlalar gelinciklerle bezeli, seyrine doyum sınırsız..tarlalar windows masa üstü fotosu gibi;)
**GÜMÜLCİNE, düzenli görünüyor..merkez çarşısı çok canlı, 60bin nüfusun 30 bini sanki sokakta..kafeler tıklım tıklım..
*Kafede masaya oturur oturmaz bir şişe su ve kişi sayısı kadar bardak geliyor..adisyonda su ücreti yok😳
*Mekanların tamamı kaliteli ve hoş görünüyordu..Sur dibinde oturduğumuz kafe şahaneydi..
*Büyük çınarın etrafındaki kafeler adeta birer Midpoint, Shakespeare, Kitchenette'di..
*Herkes soğuk kahve-frappe içiyor...biberon gibi herkesin elinde kahve bardağı..dikkat çekiyor..
*Gümülci'ne de nüfusun yarısı Türk..
*Gümülcine Ecza Odası temsilcileri bizi çok güzel bir yemekte ağırladılar..Melissa Restoran'da..Ekmekleri çok lezzetliydi..
*Gümülcine Türk'lerinde Türkiye'ye karşı ciddi bir sempati ve yakınlık hissettim..
*Osmanlı'dan kalma ve eskiden medrese olabileceğini düşündüğüm bina kilise yapılmış, içi görkemliydi...ama kiliselerin ağır tütsü ve mum kokusu beni hep kısa zamanda dışarı atar..
**SELANİK
*Öncelikle Yüce Atatürk'ün doğduğu ev, aynı ders kitaplarımızdaki fotoğrafları gibi..Evin yanına geldiğimizde bile heyecanlandık, içeride duygusallaştık..Orada olmak için bile gidilir Selanik'e..
*Ata'nın balmumu heykeli gerçek boyutlarda ve capcanlı..Kapıdan içeri girdiğim an tüylerim diken diken oldu..Bugüne kadar gördüğüm en iyi balmumu heykeldi..Mutlaka gidilip görülmeli..
*Not:Atatürk Evi dekorlu magnetleri sadece hemen karşısındaki hediyelikçide gördük..Alınacaksa ziyaret akabinde halledilmeli..Akılda kalırsa geri dönmek zorunda kalınıyor..
*Atatürk Evi'nde nikah törenine şahit olduk..Evin bahçesi aynı zamanda konsolosluk bahçesi, İstanbul'dan gelen çift, nikah yapmak için çok güzel bir yer seçmişler..Tebrikler..
*Selanik düzenli ve temiz..şehir cadde ve sokakları yemyeşil..her türlü ağaç var..kaldırımlar gölgeli..
*Çok canlı ve yaşayan bir şehir, her yerde gezinen yerli insanlar var..
*Şehir içinde daha önce hiç görmediğim kadar kilise gördüm..adım başı..bizim camiler gibi..
*Her köşe başında ve apartmanların bahçesinde mum yaktıkları yerler var..Enteresan
*Selanik, İzmir'in ikiz kardeşi gibi..deniz kenarı yol boyu Konak, Kordon ve Pasaport kıyılarına benziyor..Ata'nın İzmir'i sevmesi Selanik'e duyduğu özlemden miydi acaba;)
*Beyaz kuleden Aristoteles Meydanına kadar kafe restoran dizini var..
*Hiç bu kadar yan yana, kaliteli, hoş ve günün her saati tıklım tıklım mekanlar görmemiştim.Sanırım İstanbul'da bile..
*Mekanların iç dekorları şahane..hangisinde otursak düşüncesi, nerede yer vara dönüyor..bu da bizdeki tek tip dekorasyonun çok dışında...sıradışı...bayıldım..
*Yunanlılar tembel millet derlerdi, kesinlikle doğru..sabah 10, 11, 13,15,18,20 hiç istisnasız her saat insan kaynıyor..genç nüfus sanırım çalışmayı sevmiyor, çoğu kafelerde muhabbette..
*Yunanlıların besin kaynağı soğuk kahve olmalı, burada da her masada herkes bundan içiyor..
*Benim gibi günde 2,5 lt su içene burası cennet..oturur oturmaz litrelik su geliyor..ve ücretsiz..diğer seyahatlerimde suya 2şer 3 er eur vermek can sıkıcıydı..
*Mekanlarda ücretsiz internet kullanabildim, ama şifre siparişden sonra kesilen kaşa fişi üzerinde geliyor..
*Burası aynı zamanda pastane cenneti, pastalar tasarım harikası, o kadar güzellerki foto çektirmediler..ama ben gizli çekim yaptım😜
*Her yerde çiçekçi var, balkonlarda rengarenk çiçekler..güzel şeylerden keyif alıyorlar belli..
*Dikkatimizi çeken başka birşey evlilik organizasyon dükkanları çoktu, vitrinlerde bir mağazadan her ihtiyacı alıp çıkılabilir görünüyordu..davetiyeden, nikah şekerine, gelinlikten damatlığa..
*Bir başka çokluk çocuk,bebek ve ayakkabıcı mağazalarıydı..
*Aritoteles Meydanı şehrin merkezi gibi, en büyük meydanı, meydandaki binalar ve meydanın dizaynı güzeldi..
*Meydanın sağ ve soluna açılan sokaklarda da bol miktarda bol müşterili kafeler var..herbiri birbirinden güzel..özellikle sol taraftakileri beğendim..sol ara sokaklardan diğer paralel caddeye geçince, yer yer bizim Nişantaşı ve Bağdat Caddesine çok benziyor..marka mağazalar bu caddede sıralanmış...ara sokakları keşfetmek keyifli..
*Mağazalar Türkiye ile aynı, fiyatlarda aynı..Alışveriş ile vakit harcamaya değmez..özgün ürünler satan tasarım mağazaları vardı ama kapalıydı:(
*Birçok işyeri, genelde 14:30, 16:30da kapatıyormuş..Ana merkezde birçok yer açıktı ama..
*Şehirdeki tarihi yapılarda Bizans etkisi hakim..Bizans Müzesi'de varmış ama kapalı olduğu için göremedik..
*Selanik Kalesinin seyir terasına çıkılmalı, şehir panoraması yukarıdan çok güzel..
*Kaleye çıkış yolundaki restore edilmiş eski Rum Evleride güzeldi..
*Selanik'te sirtaki gecelerinde tabak kırılmıyormuş, o adet adalardaymış genelde..
*Burada başlarından koparılmış tepsiler dolusu gelen karanfilleri atıyorlar..bizde Buziki gecesinde uyduk bu adete;)
*Aristoteles Meydanının yukarısında sol kanadından içeri girildiğinde bizim nevizadeye benzeyen yerler var..İki kişi canlı buziki ve gitar çalıp söylüyor..Onlar söyledi Rumca biz eşlik ettik Türkçe...
*Şarkılar, yemekler,mezeler o kadar aynı ki..Herşey çok lezzetliydi..Bu arada kabak cipsi mutlaka denenmeli, yok böyle bir lezzet..ba-yıl-dımm😋
*Buraya gelmeden önce mutlaka birkaç kilo verilip gelinmeli, kilo alıp dönmemek mümkün değil..Herseyden yemeli, içmeli..
*Ouzo meselesine gelince, Barbanyani nin en iyisi olduğu söylendi, denedim, tadı güzel ama sert..Marketlerde ve büfelerde bulamadık almak için..Yok satıyor galiba..Ouzo 12'nin tadını daha çok sevdim, daha yumuşak..Sonrasında rahatsız etmedi..ve daha bulunabilir..
*Ayrıca bu kadar güzel kız ve yakışıklı erkeğin bir arada olduğu başka bir yer görmedim şimdiye kadar😜
**SEREZ
*Küçük, düzenli ve sessiz..belki pazar sabah uğradığımız için..
*Şeyh Bedrettin Camisi burada..Müze yapılmış..biz göremedik, görenler çok memnun geldiler..Görmek isterdim..
*Tesadüf büyük bir kilisede pazar ayinine denk geldik..İnsanlar çok şıktı..Gelinlik giydirilmiş bir bebek vardı, sanırım vaftiz töreni yapacaklardı..yine yağlı mum ve tütsü kokusu:(
**KAVALA
*Ah Kavala aklım sende kaldı..Bir gecede olsun kalmak isterdim..Tekrat geleceğim sanırım..
*Alanya Kalesi gibi yarımada üzerinde kalesi var..
*Tam bir Ege kıyısı..Aslında büyük ama sahil kenarı tatil kasabası görünümünde..
*Şehir dışına çıkıldığında çok güzel plajlar gördüm, burada denize girilmeli..
*Meşhur kurabiyesinden yedik ve aldık elbette 😋
*Öğlen sahilde yemek yediğimiz Aniko Rest. çok şirin..İç dekorasyonu çok güzeldi..Yemekleride şahane..
*Yanında hediyelikçiler var, yemek siparişinden sonra iki dakika magnet vb alınmaya geçilebilir..
*Tur genelinde yediğimiz yemeklerin ücretleri makuldu..Türkiye gibi..Akşam yemeklerindeki fix menü fiyatları ise çok çok uygundu..Akşam yemekleri için kişi başı fiyat pazarlığı yapılmalı..
*Bir de Kordon Boyunda çok fazla zenci satıcı var..Genelde kemer ve gözlük satıyorlar..Askıntı olduklarını söylemeye gerek yok..Dikkatli olmakta fayda var..
*Dükkanlarda Türk veya Türkçe konuşan anlayan çalışanlar var..Kendi aranızda konuşurken dikkat edin derim😜
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder